Summary
Introduction: Healthcare workers can get several infectious factors from the health facilities they are working in and the patients they care for. These risks further increase especially during parenteral procedures. Sharp instrument injuries (SII) can cause transmission of blood-borne diseases to healthcare workers. The aim of this study was to evaluate the changes in the SII notifications after training given between January 2012 and June 2014.
Materials and Methods: Initially, 2010-2012 basal values of the SII reports in Sakarya University Training and Research Hospital were analysed. Physicians, nurses, auxiliary health personnel and health care students participated to monthly training meetings as of January 2012. The importance of sharp instrument injuries and protection methods from SII and the steps to follow when these events occur were explained in these educational meeting sessions. The notifications of SII and exposure to bodily fluids before (2010-2012) and during the training (2012-2014) in Sakarya University Training and Research Hospital were retrospectively evaluated.
Results: Thirty-nine (2.03%) SII notifications were reported before the training while 192 (3.35%) SII notifications were recorded after the training (p= 0.003). According to occupational groups, most SII notifications were observed in nurses (44.1%) while least notifications were seen in physicians (5.6%). Needle tip was the tool with which the most injuries occurred (72%). Participation rate to the training sessions was found 20% in physicians, 58% in nurses, and 57% in auxiliary health personnel.
Conclusion: Training given to the healthcare workers positively affected SII notifications. It is concluded that physicians don’t pay enough attention to SII reports. We believe that knowledge and awareness about SIIs should be increased in the pregraduate period.
Introduction
“Centers for Disease Control and Prevention (CDC)” kan yoluyla geçen patojenlerden korunmak için, sağlık kurumlarında tıbbi atık yönetim sisteminin oluşturulması ve enfeksiyon kontrol komitesi ile iş birliğinin sağlanmasını önermektedir[5].Sağlık çalışanlarında kan yoluyla bulaşan hastalıklara bağlı mesleksel risklerle başa çıkmak önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu amaçla birçok hastanede yazılı prosedürler ve rehberler oluşturulmuştur[1, 4, 8]. Ancak bu rehberlerin oluşturulduğu hastanelerde bile sağlık çalışanlarının koruyucu önlemlere uyumunda ve bildiriminde yetersizlik olduğu bildirilmektedir[1]. Bu çalışmada Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık çalışanlarında Ocak 2010-Haziran 2014 yılları içinde gerçekleşen kesici-delici alet yaralanmaları (KDAY) bildirimine eğitimin etkinliği ve KDAY’ın özellikleri, yaralanmaya götüren risk faktörlerinin incelenmesi amaçlandı.
Methods
Eğitim
Sağlık çalışanları; doktor, hemşire, yardımcı sağlık personeli ve sağlık öğrencilerine 01 Ocak 2012 tarihi itibariyle her ay düzenli olarak KDAY ve vücut sıvıları ile temas eğitimi verildi. Eğitimler enfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından ve enfeksiyon hastalıkları uzmanları tarafından tüm meslek gruplarına göre planlanıp verildi. Eğitim öncesi ve sonrası KDAY bildirimleri karşılaştırmalı olarak incelendi.
Eğitimler, tüm meslek gruplarına, eğitim salonunda, her ayın son Çarşamba günü slayt sunumu ve sunum sonrası soru-cevap şeklinde gerçekleştirildi. Eğitimler, hastanenin eğitim koordinatörlüğü ve klinikler eğitim sorumluları ile ortak hazırlanan yıllık eğitim planı çerçevesinde iki buçuk yıl içinde gerçekleştirildi.
KDAY Bildirimi Olduğunda Sorgu
Sağlık çalışanları yaralanma sonrası yaralanma yerini su ve sabun ile yıkayıp ilk müdahale yapıldıktan sonra enfeksiyon kontrol birimine başvurdu. Enfeksiyon kontrol hemşireleri tarafından KDAY bildirim formu dolduruldu. Bildirim formu, çalışan bilgileri, yaralanma öyküsü ve takip planını içeren 14 sorudan oluşmaktaydı. Yaralanan personel altı ay boyunca takip edildi.
İstatistik
Elde edilen veriler, meslek grupları, cinsiyet, yaralanmaya neden olan alet türü, yaralanmanın meydana geldiği birim, koruyucu ekipman kullanımı, kontamine aletle yaralanma durumu, kaynak serolojisi ve hatalı uygulamalar açısından eğitim alma durumuna göre değerlendirildi. Kalitatif değişkenlerin analizinde ki-kare testi ve kantitatif değişkenlerin analizinde student T testi kullanıldı. İstatistiki inceleme için Epi info Ver 6.0 istatistik programı kullanıldı. p< 0.05 anlamlı kabul edildi.
Results
Bildirimlerin demografik özellikleri incelendiğinde; yaralanmaların 187/231 (%80.9)’u kadın çalışanlarda görüldü. Meslek gruplarına göre yaralanma; doktor 13/231 (%5.6), hemşireler 102/231 (%44.1), yardımcı sağlık personeli 64/231 (%27.7) ve sağlık öğrencisi 52/231 (%22.5) idi (Şekil 1). Yaralanmaların 197/231 %85’i kontamine aletle meydana geldi.
Şekil 1: Meslek gruplarına göre kesici-delici alet yaralanmaları (KDAY).
KDAY gerçekleştiğinde; koruyucu ekipman kullanım oranı 192/231 (%83.1) iken en fazla kullanılan ekipman eldiven 168/192 (%87.5) idi.
Eğitim öncesi 39 (%2.03) KDAY bildirimi gerçekleşirken, eğitim sonrası 192 (%3.35) KDAY bildirimi kaydedildi. Eğitim öncesi dönem ile eğitim sonrası dönem arasında; KDAY bildirimleri arasında anlamlı bir fark vardı (p= 0.003) (Tablo 1). Ünvanlara göre eğitim öncesi ve sonrası KDAY bildirimi değerlendirildiğinde; doktor, hemşire ve sağlık öğrencilerinde anlamlı bir artış olurken yardımcı sağlık personelindeki artış anlamlı değildi (Tablo 2).
Tablo 2: Ünvanlara göre eğitim öncesi ve eğitim sonrası kesici-delici alet yaralanmalarının dağılımı
Eğitime doktorların katılma oranı %20, hemşirelerin katılma oranı %58, yardımcı sağlık personelinin katılma oranı %57 ve sağlık öğrencilerinin katılma oranı %27 idi.
Olay yerlerine göre KDAY yaralanmaları incelendiğinde en fazla bildirim; klinikler 83/231 (%35.9), yoğun bakım üniteleri 51/231(%22), acil servis 25/231(%10.8), ameliyathane 27/231 (%11.6) ve kan alma 22/231 (% 9.5) birimlerindendi.
Yaralanma bölgesi sol el 122/231 (%52.8) ve en fazla yaralanmaya neden olan alet iğne ucu 158/202 (%72) idi (Şekil 2). Batıcı yaralanma ile ilgili durumlar incelendiğinde; en fazla yaralanma invaziv işlem uygularken 136/231(%58.8) gerçekleşmişti.
Şekil 2: Yaralanmaya neden olan kesici-delici alet.
KDAY açısından hatalı uygulamalar incelendiğinde; en fazla unsurun dikkatsizlik 97/231(%41.9), kaynağında atık ayrıştıramama 43/231 (%18.6), iğne ucunun kapatılması 36/231(%15.5) ve atık transferinin uygun yapılmadığı 28/231(%12.1) tespit edildi (Tablo 3).
Tablo 3: Kesici-delici alet yaralanmasında hatalı uygulamalar
Discussion
Enjektörle oluşan KDAY’lar daha sık görüldüğünden bu konudaki önleme çalışmaları daha fazladır. Tek kullanımlık tıbbi malzemelerin kullanılması, vakumlu tüple kan alma, delici ve kesici aletlerin sert kutulara atılması gibi yaklaşımlar, yaralanmaları önemli ölçüde azaltmıştır. Ancak KDAY halen sıktır[2, 4, 10]. İşle ilgili yaralanmaların yaklaşık üçte birinden KDAY'ları sorumludur. Yaralanmalar en fazla iğne kapaklarının kapatılması ve kullanılmış iğnelerin ortamdan uzaklaştırılması sırasında olmaktadır[2, 9, 11-13].
KDAY’ın en önemli nedenlerinden biri de dikkatsizliktir. Ancak dikkatsizlik, bazen kişisel hatalardan kaynaklanabileceği gibi bazen de yoğun çalışma koşulları, vardiyalı çalışma gibi durumlarla bağlantılı olabilir. Çoğu zaman bu KDAY önleme prosedürleri yüksek özgüvenden ya da iş yoğunluğundan göz ardı edilebilmektedir. Bu prosedürlerin amacına ulaşabilmesi için, her hastanenin kendi sorun ve işleyişine göre personel uyumunun en yüksek olabileceği şekilde düzenlenmeli ve belli aralıklarla eğitim verilmelidir[1]. Çalışanlara etkinliği ispatlanmış olan prosedürlere uygun davranışların sağlanması ile KDAY’dan kaçınılması başarılabilir. Bunun içinde tekrarlanan eğitimlerin gerektiğini düşünüyoruz.
Bu çalışmada, meslek grupları içinde, hekimlerin eğitimleri yeterince önemsemediği görüldü. Çalışan her beş doktordan sadece biri eğitimlere katıldı (%20). Buna rağmen eğitim öncesi KDAY bildirimi olmazken, eğitim sonrası 14 KDAY bildirimi oldu (p= 0.004). Mezuniyet öncesi eğitimde KDAY’la ilgili bilgilerin artırılması gerektiğini düşünüyoruz.
Çalışmada KDAY açısında meslekler arasında en riskli grubun hemşireler olduğu gözlendi. Bu durum, hemşirelerin kan alma gibi invaziv işlemleri günlük pratik içinde daha fazla yapmasına ve tecrübe yetersizliğine bağlı olabilir[14].Yapılan benzer çalışmalarda da hemşirelerin kan ve vücut sıvılarıyla temas şeklinin %76.7 oranında KDAY ile olduğunu bildirmişlerdir[6].
Bu çalışmanın çeşitli kısıtlılıkları vardır. Çalışmamızda KDAY bildirimlerinin nöbet ya da nöbet dışı saatlere göre ayrımı yapılmamıştır. Bu veriler olsa idi KDAY bildirimi ile nöbetler arasındaki ilişki değerlendirilebilirdi.
Sonuç olarak KDAY ile ilgili önlemlerin alınması için bildirimlerinin yapılması gerekmektedir. Bildirimleri artırmak için çalışanların eğitimlerinin düzenli ve sürekli olarak tekrar edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.