Summary
Introduction: This study aimed to detect encountering rates of influenza and respiratory syncitial virus (RSV) viruses in patients with severe chronic obstructive pulmonary diseases.
Materials and Methods: Fifty-seven severe COPD patients applied to our hospital between the autumn-winter season of 2006- 2007 were included into the study. Influenza A, influenza B, and RSV specific IgA and IgG antibodies were studied by ELISA method.
Results: Seropositivity rates of IgG and IgA for influenza A, influenza B and RSV were found 100% (n= 57), 75.4% (n= 43), 94.7% (n= 54) and 21% (n= 12), 17.5% (n= 10), 19.3% (n= 11), respectively.
Conclusion: Seroprevalance of influenza and RSV were found high in patients with COPD. Vaccination for Influenza A and B and protection from respiratory infections are important for the prevention of acute exacerbations of COPD.
Introduction
Alevlenmelerin etyolojisinde en sık, %50-70 trakeobronşiyal enfeksiyonlar (bakteriyel etkenler %40-50, viral etkenler %30-40, atipik bakteriyel etkenler %5-10) oynamaktadır. Bakteriler içinde Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis, Chlamydia pneumoniae, Pseudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus; virüsler içinde de rinovirüs, influenza, adenovirüs, parainfluenza, koronavirüs ve respiratuar sinsityal virüs (RSV) başta gelmektedir. RSV ve influenza viral etkenlerin %10-20’sini oluşturmaktadır[3, 4].
RSV ve influenza virüs enfeksiyonlarının tanısında serolojik yöntemler (ELISA, CF ve IHA), viral kültür ve moleküler yöntemler kullanılır. Geçirilmiş viral enfeksiyonların tanısında en sık kullanılan yöntem ELISA ile kalıcı antikorların saptanmasıdır[5]. IgG türü antikorlar geçirilmiş enfeksiyonları belirlerken, IgA türü antikorlar, enfeksiyon etkeninin türüne göre değişmekle birlikte genellikle son bir yıl içinde yüksek oranda serumda saptanabilir[6, 7].
Bu çalışmada KOAH hastalarında kesitsel bir seroepidemiyolojik çalışma ile RSV ve influenza virüsleriyle karşılaşma oranlarının saptanması planlanmıştır.
Methods
Her hastaya akciğer filmi çekildi. Astımlı olduğu belirlenen ve spirometrik testleri yapılamayan hastalar ile bronşektazi, pnömoni, kalp yetmezliği veya diğer nedenlere (metabolik asidoz, ciddi anemi, nöromusküler hastalıklar gibi) bağlı olarak gelişmiş olabilecek dispne varlığı, malignansi ve ağır immünsüpresif hastalar çalışmaya alınmadı.
Çalışmaya alınan hastaların serum örnekleri ayrılarak -20°C'de çalışma zamanına kadar saklandı. RSV, influenza A ve influenza B virüsleri için IgG ve IgA antikorları ELISA yöntemiyle otomatize ETI-Max 3000 mikroplak analizöründe (DiaSorin S.p.A., Saluggia (Vercelli), Italy) üretici firma önerileri doğrultusunda mikroELISA kitleri (IBL, Immunobiological Laboratories, GmbH, Hamburg, Germany) ile çalışıldı. Sonuçlar üretici firma önerileri doğrultusunda uygulanan test prosedürüne göre negatif veya pozitif olarak rapor edildi.
Bu çalışma hastane bilimsel çalışmalar etik komitesinden onay almıştır.
Results
Hastaların tamamında serum influenza A IgG pozitif saptanmıştır. Üç hastada RSV, 14 hastada ise influenza B’ye karşı IgG türü antikorlar saptanmamıştır. Çalışılan viral ajanlara özgü IgA pozitiflik oranları, IgG pozitiflik oranlarına göre düşük olarak bulunmuştur. Serum immünglobulinlerin pozitiflik sayı ve oranları Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1: İnfluenza A , influenza B ve RSV seropozitiflik oranları
Discussion
İnfluenzanın erişkinlerde, RSV’nin ise küçük çocuklarda yüksek morbidite gösterdiği bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nde erişkin nüfus için her 100.000 kişide influenza ve RSV’ye ait yıllık mortalite sırasıyla 13.8 ve 4.3 olarak rapor edilmiştir[8]. Bir başka çalışmada ise ABD'de influenzaya bağlı yıllık hastaneye yatış 100.000’de 88 olarak bildirilmiştir. Geniş bir sürveyans çalışmasında, solunumsal virüs mevsiminde yıllık ortalama 2815/100.000 solunumsal hastalıklara bağlı hastaneye yatışın 13’ünün influenza, 34’ünün RSV’ye bağlı olduğu belirtilmiştir. Aynı dönemde tetkik edilen hasta örneklerinde %15 örnekte influenza, %19’unda RSV laboratuvar olarak kanıtlanmıştır. Aynı çalışmada yıllık influenza ve RSV’ye bağlı hastaneye yatış sırasıyla 100.000’de 63 ve 55; 65 yaş üzerinde ise influenza 309 olarak rapor edilmiştir[9]. Çin’de üst solunum yolu enfeksiyonu olan 596 yetişkin hastada %21 influenza ve %2.5 RSV saptanmıştır[10]. Çin’de yapılan bir başka çalışmada ise, iki yıllık sentinel sürveyans verileri analiz edildiğinde, erişkinlerde grip benzeri hastalıkta en sık influenza virüsleri saptanırken, 16 yaş üzerinde RSV saptanmamıştır[11].
Yakın zamanda yayınlanan Lee ve arkadaşlarının çalışmasında 50 yaş üzeri solunum yolu enfeksiyonu olan yetişkinlerde RSV %54 olarak rapor edilmiştir. Bu çalışmada RSV enfeksiyonu saptanan hastaların %27'sinde KOAH altta yatan ek hastalık olarak bulunmuş olmakla birlikte, KOAH varlığı RSV enfeksiyonu için ek bir risk faktörü olarak belirtilmemiştir[12].
Griffin ve arkadaşları ise hastaneye yatışların %7-9’unun ve 65 yaş üzeri ölümlerin %9’unun kronik akciğer hastalığı olan yetişkinlerde olduğunu, kış döneminde 1000 hastada hastaneye yatışların %23 ve %18’inin; ölümlerin ise %2 ve %5’inin sırasıyla influenza ve RSV’ye bağlı olduğunu bildirmişlerdir[13].
KOAH'lı hastalarda, bazı olgularda, enfeksiyon sonrası uzun süreli RSV persistansı gösterilmiştir. Bu hastalarda aktif immünglobulin üretimi olmakta, uzun süre yüksek düzeyde kalmakta fakat birlikte RSV için nötralizan etkilerinin düşük olduğu bildirilmektedir[14]. Bu bizim hastalarımızda saptanan yüksek RSV IgG (%94) ve düşük RSV IgA (%19) oranını açıklayabilir.
İnfluenza sezonunda grip benzeri hastalık geçirenlerin influenza olma riski diğer viral solunum yolu enfeksiyonlarına göre daha yüksek olarak görülmektedir. Ülkemizdeki son verilere göre, Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığının influenza raporunda 2013-2014 grip benzeri hastalık nedeniyle viral kültür alınan 637 hastanın %26’sında influenza virüsleri saptanmış ancak RSV hiç izole edilmemiştir[ 15]. Bizim hastalarımızda, yakın zamandaki karşılaşma yüzdesini vermesi açısından influenza IgA oranına bakılacak olursa (influenza A ve B, sırasıyla %21 ve %17) genel toplum oranlarına yakındır.
Ülkemizde, Bakanlık tarafından yürütülen sentinel sürveyans dışında, hastalık kohortlarında bu konuda yapılmış geniş tabanlı çalışmalara rastlanmamıştır. Bu konuda literatürde rastlayabildiğimiz tek ulusal veri, Erdem ve arkadaşlarına aittir. Çalışmalarında influenza IgG seropozitivitesini 30 KOAH hastasında %60 ve 30 sağlıklı kontrol grubunda %30; RSV IgG için %86 ve %100 olarak bulmuşlardır[16]. Bizim bulgularımız influenza için daha yüksek, RSV için benzer düzeyde pozitiflik oranları göstermektedir.
Bizim hasta grubumuzda RSV ve influenza ile karşılaşma oranı kümülatif olarak yüksek bulunmuştur. Ancak IgA oranları açısından literatürde kaynak bulunamamıştır. Ancak son bir yıl içindeki karşılaşmayı yansıtması açısından bakılacak olursa; ataklardan korumak için hastalarımıza mevsimsel grip aşısınının önerilmesi bu hastaların yaklaşık %20'sini influenzaya bağlı ataklardan koruyabilir. RSV için erişkinde etkili bir aşı olmadığından solunum yoluyla bulaşan hastalıklardan genel koruma önlemleri ile ilgili hasta eğitimi önem kazanmaktadır.