Summary
Introduction: Hydatid cyst is a zoonotic infectious disease, and generally affects the liver and lungs. Spinal involvement is a very rare condition. In this study, we aimed to evaluate patients with spinal hydatid disease.
Materials and Methods: Seven patients with spinal hydatid disease treated between 2009 and 2012 were evaluated retrospectively. Demographic characteristics, symptoms and findings, spinal involvement levels, and treatment modalities of the patients were recorded.
Results: Four (57%) of the patients were male and 3 (43%) were female. The mean age of the patients was 43 ± 18.2 years. Four (57%) cysts were in the thoracic region, 2 (29%) in the sacral region and 1 (14%) in the lumbar region. Cysts were secondary to spread from other organ systems in four patients due, and were primary in three patients.
Conclusion: Hydatid cyst is an infectious disease that may affect various organs. Patients with hydatid cyst in the liver or lung should be checked carefully regarding other system involvement, including the spinal region.
Introduction
Bu çalışmada spinal kist hidatik tanısı alan yedi hastanın verileri literatür eşliğinde gözden geçirilmiştir.
Methods
Hastanemize 2009-2012 tarihleri arasında başvuran, spinal kist hidatik tanısı konularak takip ve tedavi edilen yedi hasta retrospektif olarak değerlendirmeye alınmıştır. Hastaların tümünün, yaş, cinsiyet gibi demografik verileri, semptom ve fizik muayene bulguları, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sonuçları ve spinal tutulum bölgeleri kaydedilmiştir. Hastaların spinal tutulumları, Braithwaite ve Lees tarafından oluşturulan sınıflandırmaya göre değerlendirilmiştir[4]. Bütün hastalar medikal ve cerrahi olarak tedavi edilmiş, tanıları patolojik olarak doğrulanmıştır. Başka bir organ veya sistemde kist hidatik varlığı açısından tüm hastalar, detaylı bir sistemik araştırmaya alınmıştır. Tanımlayıcı istatistikler, SPSS 15.0 paket programı kullanılarak, ortalama ve standart sapmalarla birlikte verilmiştir.
Discussion
Spinal tutulum genellikle akciğer, abdominal ya da pelvik odaklardan direkt yayılımla sekonder olarak gelişir. Ancak son derece nadir olarak başka bir odak olmaksızın primer spinal tutulum da gözlenebilmektedir. Primer hastalığın portovertebral şantlar aracılığıyla geliştiği düşünülmektedir[3, 9]. Literatürde oldukça nadir olduğu belirtilse de bizim hastalarımızın üçünde başka organ tutulumu olmadan primer tutulum mevcuttu. Diğer dört hastamız karaciğer, akciğer veya dalak tutulumuna sekonder spinal kist hidatik hastalığı gelişmiş hastalardı.
Spinal kist hidatik hastalığı %90 oranında ekstradural yerleşimlidir ve sıklıkla vertebra cismini tutar[10]. Sekonder intrameduller tutulum, spinal dural yaralanma veya rüptüre intrakranial kistin subaraknoid alanda yayılımı sonucu oluşabilmesine rağmen, primer intradural ekstramedüller tutulum çok nadir görülür[11]. Bizim hastalarımızın hepsinde lezyonlar ekstradural yerleşimliydi.
Turgut tarafından yayımlanan çalışmada alt ekstremitede güçsüzlük (%73) en sık rapor edilen klinik bulguyken bunu sırasıyla, sırt ağrısı (%43), idrar-dışkı inkontinansı (%32) ve bacaklarda ağrı (%27) takip etmiştir[8]. Bizim hastalarımızın da biri hariç hepsinde alt ekstremite güçsüzlüğü ile birlikte yürüme güçlüğü vardı ve en sık klinik bulguydu; bel ve sırt ağrısı dört hastada gözlenirken, sadece bir hastamızda idrar-gaita inkontinansı mevcuttu. Hastalığın gelişim hızının kemik dokuda, karaciğer ve akciğer gibi organlara göre daha yavaş olması nedeniyle spinal tutulumun bulgu vermesinin gecikebileceğini düşünmekteyiz.
Karaciğer kist hidatiğinde, serolojik yöntemlerle oldukça yüksek pozitiflik oranları tespit edilmesine rağmen, özellikle immünolojik yanıt gelişmeden önceki erken evrelerde görüntüleme yöntemleri, hastalığın tanısının konulmasında daha etkilidir[12]. Spinal kist hidatik hastalığının tanısında da görüntüleme yöntemleri, serolojik yöntemlere göre daha duyarlıdır[13]. Biz de literatürle uyumlu olarak hastalarımızın sadece üçünde IHA pozitifliği tespit edebildik. MRG bulguları ise bütün hastalarımızda kist hidatiği düşündürmekteydi.
Hastalık genellikle genç insanlarda görülür[6]. Bizim hastalarımız da 82 yaşındaki bir hasta dışında, üretken çağdaki genç insanlardı. Spinal tutulum, bu hastalar için, iş gücü kaybına ek olarak, yürüme güçlüğü, idrargaita inkontinansı gibi sosyal problemlere de neden olması nedeniyle, yaşam kalitesini oldukça bozan sonuçlara yol açabilmektedir.
Spinal kist hidatik hastalığında temel tedavi yöntemi cerrahi olmakla birlikte medikal tedavi ile kombine edilmesi durumunda, intraoperatif yayılım ve nüks oranlarının azaldığı belirtilmektedir[3]. Albendazol ve mebendazol tedavide kullanılabilecek ilaçlar olmakla birlikte, albendazol farmokokinetik üstünlükleri nedeniyle ilk sırada tercih edilmektedir[14]. Bizim hastalarımız da cerrahiye ek olarak 6-12 ay arasında albendazol tedavisi almışlardır.
Kist hidatik sıklıkla genç popülasyonda görülmekte ve spinal tutulum bu insanlar için yaşam kalitesini azaltan ciddi bir morbidite nedeni olmaktadır. Ekinokokların her organı tutabileceği unutulmamalı, karaciğer ya da akciğerde kist hidatiğe rastlanmış ise diğer tüm sistemler dikkatlice gözden geçirilmelidir. Halk sağlığı açısından kist hidatiğe yönelik korunma ve kontrol programlarının etkin bir şekilde yürütülmesi, bizim gibi hastalığın endemik olduğu ülkelerde oldukça önemlidir.